Teknolojinin gelişim hızı, Endüstri 4.0'ın etkisi ve geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız Covid-19 salgınıyla birlikte dijital dönüşümde yaşanan hızlanma Forbes'un görüşlerini kanıtlar nitelikte.
Dijital dönüşümdeki hızlanma ve iş alanlarındaki dönüşüm karşısında geleceğin organizasyonlarının yazılım geliştirme süreçlerinde geleneksel yaklaşımlardan ziyade güncel yaklaşımlara yönelmesi gerekiyor.
Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde var olan ve veriler ışığında gelecekte daha da artması beklenen yazılımcı açığı, güncel yaklaşımların önemini bir kez daha vurguluyor.
Öte yandan MVP ya da nihai ürünün geliştirme süresinin ve sonrasındaki bakım maliyetlerinin artması alternatif arayışlarını hızlandırıyor.
Bu bağlamda güncel bir yaklaşım olarak Low-Code platformlarla geliştirme yöntemi ön plana çıkıyor.
Temel bir tanımla Low-Code, düşük kod/daha az kod ile hızlı ve kolay bir geliştirme süreci sağlayan yazılım geliştirme çözümleri olarak tanımlanıyor. Low-Code geliştirme platformları ile web/mobil (Android ve iOS işletim sistemlerine uygun) uygulamalar, IOT, RPA, iş süreçleri, iş akışı otomasyonu ve yapay zeka uygulamaları geliştirilebiliyor. Low-Code platformların kullanımı ile uygulama geliştirme süreçleri hızlanıyor, üretim verimliliği artıyor, bakım süreçleri ve iş yükleri azalıyor, maliyetler düşüyor.
Gartner tarafından sağlanan veriler doğrultusunda; kuruluşlar tarafından geliştirilen yeni uygulamaların %70'inden fazlasının No-Code ve Low-Code teknolojilerini kullanacağı öngörülmektedir.
Bu öngörü ile Low-Code geliştirme süreçlerinde minimum kod bilgisi ve kullanımı sayesinde yazılım temeli olmayan ve “vatandaş geliştirici” olarak adlandırılan bireyler iş gücü olarak istihdam edilebilecektir. Vatandaş geliştiriciler, bir iş sürecinin ve/veya uygulamaların temel analizini yapabiliyor, inovasyon ve problem çözmeye odaklanabiliyor, düşük kodlu veya kodsuz platformlar üzerinden geliştirme süreçlerini hızlı bir şekilde yürütebiliyor.
Gartner tarafından sunulan diğer verilere göre, önümüzdeki dönemde kurumlardaki vatandaş geliştirici (Citizen Developers) sayısının profesyonel yazılım geliştirici sayısının dört katı olacağı öngörülmektedir. Sunulan öngörü ışığında kuruluşlar, vatandaş geliştiricilerin sağladığı istihdam kaynağı ile işgücü açığını en aza indirme potansiyeline sahiptir. Bu kapsamda kurumlar, Low-Code platformları aracılığıyla kurum dışından ya da kurum içindeki farklı departmanlardan vatandaş geliştirici sağlama imkânına sahiptir. Ancak Barcelona Digital Talent tarafından sunulan rapor doğrultusunda kurumların eğitimli ve yetenekli vatandaş geliştirici eksikliği konusunda fikir birliğine vardığı görülüyor.
Bu noktada “eğitimli ve yetenekli vatandaş geliştiricileri nasıl yaratırız?” sorusu ortaya çıkıyor.
Bu soruya verilebilecek çeşitli cevaplar var.
1. Düşük Kodlu Platformların Akademi altyapıları :
Vatandaş geliştiricilerin ihtiyaçlarına uygun, planlı ve sistematik bir akademi altyapısı, vatandaş geliştiricilerin yetkinleşmesinde önemli bir rol oynuyor. Vatandaş geliştiriciler, özellikle akademinin asenkron içeriği ile zamana ve mekana bağımlı kalmadan, kendi hızlarında öğrenme süreçlerini yönetebileceklerdir.
Akademi içeriği ile öğrenme deneyimleri, kurumların Low-Code geliştirmeyi benimseme sürecini hızlandırmada katalizör görevi görecektir. Dolayısıyla iş dünyasındaki kurumların düşük kodlu platformlarla süreç geliştirmeye geçişi hızlanacak, eğitimli ve yetenekli personele erişimde yaşanan zorluklar azalacaktır.
2. Çevrimiçi Öğrenme Toplulukları:
Vatandaş geliştirici eğitiminde en önemli değişkenlerden biri de hiç kuşkusuz öğrenme topluluklarıdır. Etkileşim, öğrenmenin temelini oluşturan en temel bileşenlerden biridir. Öğrenme toplulukları aracılığıyla geliştiriciler arasında bir etkileşim ağı oluşturmak mümkündür.
3. Atölye çalışmaları:
İş dünyasındaki şirketler, eğitim faaliyetlerini sürdüren yükseköğretim kurumları ve sivil toplum alanında faaliyet gösteren vakıflar tarafından özel olarak düzenlenen ya da herkese açık olan atölyeler vatandaş geliştirici eğitiminde deneyimsel öğrenme sürecini sağlayacaktır. Özellikle günlük hayattaki bir ihtiyaç durumuna ya da soruna yönelik atölye çalışmaları, eğitimli ve yetenekli vatandaş geliştirici sayısını artıracaktır.
4.Sertifika Programları:
Vatandaş geliştiricilerin yetkinlik ve eğitimlerinde sertifika programları önemli bir yere sahiptir. Belirli bir program kapsamında yürütülen ve sertifika ile sonuçlanan öğrenme faaliyetleri oyunlaştırmanın da etkisiyle bireylerin motivasyonunu artırmaktadır. Ayrıca bireylerin gün sonunda öğrenme sürecini tamamladıklarını kanıtlayan bir belgeye sahip olmaları vatandaş geliştiricilerin özgeçmişlerini güçlendirecektir. Özellikle doğrulanabilir sertifikalar vatandaş geliştiricileri istihdam eden kurumlar için referans olacaktır.
Tüm bu cevapların etkinliğini artırmada en önemli değişken, vatandaş geliştiricilerin ve kurumların özelliklerine ve ihtiyaçlarına odaklanan sistematik ve planlı bir öğretim tasarımıdır. Bu noktada Kuika Akademi tarafından geliştirilen öğretim tasarımı süreci, öğrenme aktiviteleri ve öğrenme içerikleri yetenekli ve eğitimli vatandaş geliştiriciler için etkili kaynaklardır. Kuika Akademi 'yi ziyaret ederek inceleyebilirsiniz.
Kuika Akademi hakkında daha fazla bilgi için bize ulaşın .